DİSK-AR: Türkiye asgari ücrette Avrupa’da sondan 6.

DİSK-AR tarafından hazırlanan Asgari Ücret ve Vergi Raporu yayımlandı. 

İki bölümden oluşan raporun ilk kısmında asgari ücret ikinci kısmında ise vergi konusu ele alındı.

Raporda “2021 yılı son çeyreğinde başlayan döviz krizi ve takiben hızla artan fiyatlar emeğiyle geçinenlerin alım güçlerinde ciddi kayıplara yol açtı” ifadelerine yer verildi. 

Hükümetin enflasyon düşecek söylemlerine karşılık raporda “Bu durum hükümetin bütün iddialarına rağmen uzunca bir süre böyle kalmaya devam edecek” denildi. 

İktidarın asgari ücrete 2024 yılında ikinci kez zam yapılmasına karşı çıktığı belirtilen raporda “Hükümetin izlediği ekonomi politikası, asgari ücreti artırmak yerine, çalışanları enflasyona ezdirmeye yol açıyor. Türkiye’de asgari ücret kapsamı genişlerken asgari ücret zamlar karşısında iyice yetersiz kalıyor. İşçiler pahalılık altında eziliyor” açıklamalarına yer verildi.

ASGARİ ÜCRET ZAMMI ENFLASYONU ARTIRIR MI?

Raporun “Asgari ücret neden artmalı?” başlıklı bölümünde “Hükümetin izlemiş olduğu “sıkı” para ve maliye politikasının bir sonucu olarak emek gelirleri bastırılıyor ve alım gücü düşük tutulmaya çalışılıyor. AKP hükümeti enflasyonda mücadelenin yolu olarak ücret ve diğer emek gelirlerini bastırmayı görüyor. Sıkı para politikası ve sıkı maliye politikası olarak bilinen bu politikanın anlamı enflasyonun faturasını ücretlere çıkarmaktır” denildi.

Raporda açlık sınırının altında kalan asgari ücrete zam yapılırsa enflasyonun tetikleyeceğine yönelik iddialara cevap olarak ise şunlar kaydedildi:

“Hükümetin ücret artışlarının enflasyonu artıracağı iddiası gerçek dışıdır. Ekonomide bir ücret fiyat (enflasyon) sarmalı değil, tersine bir fiyat (enflasyon)-ücret sarmalı söz konusudur.
Enflasyon ücretler arttığı için artmıyor, tersine ücretler enflasyon arttığı için artıyor. Ücret artışları savunmadadır. 

Ülkemizde enflasyonun temel sebebi aşırı dolarizasyon, fahiş şirket (firma) kârları ve çeşitli arz sıkıntılarıdır. Ücretlerin, özellikle de asgari ücretin enflasyonu tetiklediği yönündeki iddiaların dayanağı yoktur. Enflasyon, asgari ücrete zam yapmamanın sebebi olamaz. Tersine enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde, alım gücünü korumak için asgari ücrete birden fazla kez zam yapılmalıdır.”

AVRUPA’DA SONDAN ALTINCIYIZ

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bugünkü “Gelişmekte olan ülkelerde en yüksek asgari ücret bizde. Türkiye’de asgari ücret düşük değildir” açıklamalarına karşın DİSK- AR raporunda Avrupa İstatistik Ofisi’ne (Eurostat) göre Türkiye’nin Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip ülkeler arasında olduğu belirtildi.

Raporda “Türkiye’de Euro cinsinden asgari ücret son 10 yılda (2014-2024) yıllık ortalama yüzde 5,4 oranında artmıştır. Türkiye’de 2014’te 362 Euro olan brüt asgari ücret, 2024 yılında 613 Euro olmuştur” denildi.

Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler ise Makedonya (360 Euro), Arnavutluk (385 Euro), Bulgaristan (477 Euro), Karadağ (532 Euro) ve Sırbistan (544 Euro) olarak sıralandı.

ASGARİ ÜCRET NEDEN ARTMALI?

Özet kısmında ise asgari ücretin artırılmasını gerektiğini gösteren nedenler şöyle sıralandı:

* Asgari ücret, daha Nisan 2024’te açlık sınırının altına geriledi: 2023 ve 2024 yıllarında asgari ücretin açlık sınırını geçtiği ay sayısı sadece 4’tür.

* 2024 yılında asgari ücret artışı yapılmazsa 2024 sonunda açlık sınırının 4-5 bin TL altında kalabilir.

* Asgari ücret altın fiyatları karşısında eriyor: Asgari ücretli 2016’ya göre 7, 2003’e göre 13 ve 2005’e göre 19 Cumhuriyet altınını kaybetti.

* 1970’lerde kişi başına GSYH’nin yüzde 80,6’sı düzeyinde olan asgari ücret, 2023’te kişi başına GSYH’nin yüzde 50,7’sine geriledi.

* Türkiye Avrupa’nın en düşük asgari ücretli ülkeleri arasındadır: 2014’te Avrupa’da Türkiye’den düşük asgari ücretli 12 ülke varken, 2024 yılı başında sadece 5 ülke vardır.

* DİSK-AR’a göre işçilerin yaklaşık yüzde 50’si asgari ücretin altında ve civarında (+/- yüzde 20) ücret alıyor.

* Merkez Bankası raporlarına göre sanayide çalışanların yüzde 50’si asgari ücret civarında bir ücretle çalışıyor.

* Türkiye’de TİS kapsamı yaklaşık yüzde 10 ve asgari ücret kapsamı yüzde 50 civarındayken AB’de ortalama TİS kapsamı yüzde 60, asgari ücret kapsamı yüzde 4’tür.

* Asgari ücret kapsamının düşürülmesi için toplu pazarlık kapsamı genişletilmeli, sendikal hakların kullanımının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

DİSK’İN ASGARİ ÜCRET TALEPLERİ

Raporda DİSK’in asgari ücret taleplerine de yer verildi. 

Talepler şöyle sıralandı:

* Asgari ücret değil, toplu iş sözleşmesi kapsamı genişletilmelidir. Toplu iş sözleşmesi kapsamın yaygınlaşması için sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı, 6356 sayılı Yasa’da yer alan teşmil mekanizması işletilmelidir.

* Asgari ücret yüksek enflasyon dönemlerinde yılda 4 kez belirlenmelidir.

* Asgari ücret tespitinde asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği dikkate alınmalıdır.

* Asgari ücret artışında resmi enflasyon oranları değil, kişi başına GSYH artışı esas alınmalıdır.

* Asgari ücret belirlenirken geçim şartları (açlık ve yoksulluk sınırı) göz önüne alınmalıdır.

* Asgari ücret uluslararası standartlara uygun saptanmalı, işçinin kendisi ve aile birlikte hesaba katılmalıdır.

* En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.

* Asgari ücret bütün işçiler ve memurlar için ortak saptanmalıdır.

* 2024 asgari ücreti derhal güncellenmelidir.

‘VERGİ YÜKÜ ARTIYOR’

Raporda ayrıca artan hayat pahalılığı yanında işçilerin geçinmelerini zorlaştıran bir diğer etkenin de vergi ve kesintiler olduğu belirtildi.

“Gelir vergisi oranlarının yüksekliği, vergi tarife dilimlerindeki adaletsizlikler ve asgari ücret vergi istisnasının çalışanlar aleyhine uygulanması sebebiyle işçilerin vergi yükü artıyor” ifadelerine yer verilen raporda şunlar kaydedildi:

“Dolaysız vergiler yanında dolaylı vergilerin yüksekliği de çalışanların vergi yükünü artırıyor. Bir yandan gelir vergisi bir yandan dolaylı vergiler, ülkenin vergi gelirlerinin önemli bir kısmını çalışanlardan karşılanmasına yol açıyor. İşverenlere vergi indirimleri ve prim destekleri sürerken, büyük servetlere yönelik servet vergisi uygulanmıyor, servet (mülkiyet) vergisi cüzi miktarlarda kalıyor. Türkiye’de en zengin yüzde 1’in servetinin bütün ülkenin servetinin yüzde 39,5’ini oluşturmasına rağmen bu büyük servetlerden vergi alınmıyor.

Asgari ücreti artırmayan hükümet, işçilerin üzerindeki vergi yükünü düşürecek düzenlemeleri de hayata geçirmiyor. Gündemdeki vergi paketinde ücretlilerin vergi yükünü hafifletecek herhangi bir düzenleme bulunmadığı gibi çalışanları olumsuz etkileyecek çeşitli harçlar ve vergiler de bulunuyor. Vergilerin önemli bir işlevi olan gelirin yeniden bölüşümü ve gelir adaleti sağlamak görmezden geliniyor. Hükümet vergiyi “tabana” yaymaya devam ediyor. Sermayeden, zenginlerden, büyük servet sahiplerinden vergi alınmıyor.”

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

x