Hatay Antakya’da kimsesizler mezarlığını ziyaret ettikten sonra Narlıca ilçesinde yol üzerindeki ayakta kalan ama harabe durumdaki Kardeşler İlkokulu’nu görüyoruz. Kentte depremden en çok etkilenen ilçelerde okulların son durumunu öğrenmek için araştırmaya koyuluyoruz. Ancak verilen bütün sözlere karşın Antakya, Defne ve Samandağ’daki hasarlı okulların neredeyse hiçbirinde tadilat yapılmamış. Kamunun geçici olarak aldığı sağlam okul binalarının çoğunluğu da geri verilmemiş.
Eğitim-İş Sendikası, üç ilçede okulların yarısına yakınının yıkıldığını, büyük kısmının hasarlı olduğunu söylüyor. Bölgeye giden öğretmenlerden biri, “Konteyner hakkı verilene kadar üç hafta çadır kentte kaldık. Servis dönem sonuna doğru ayarlandı. Norm fazlası öğretmenlerin resen başka okullara atanacağını öğrendik. Yeniden tercih yaptılar, ikinci dönem başka okullarda göreve başlayacaklar” diyor. Başka bir öğretmene ihtiyaçları sorduğumda kırtasiye malzemelerinden bahsederken ekliyor: “İhtiyaç sahibi çocuklarımız var bot ve mont bulunabilirse çok mutlu oluruz.”
Bir de deprem bölgesinde felaketi yaşayan, okulsuz kalan öğretmenler var. Onlardan birisi olan E.A., “Şartsız atama” taleplerini “99 depreminde öğretmenlere bu hak verildi. Dershaneler kapatılırken de bu hak verildi” ifadeleri ile açıkladı.
SORUNLAR SİLSİLESİ
Sorunun öğrenci boyutuna ilişkin de altı ay önce konuştuğum öğrenci ile yeniden konuşuyorum. “Güncellemek istediğin bir şey var mı?” diyorum, neredeyse hiç yok yanıtı alıyorum 12. sınıf öğrencisi Z.B.’den. Normalde okudukları okul hafif hasarlı ancak bir yıldır tadilatı yapılmamış. 11 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında iki okul binası değiştirmişler. Z.B’nin “Kaloriferler çalışmadığı için montlarla titreye titreye ders işliyoruz” cümlesi duyanın içini üşütüyor. Sınıfları tıkış tıkış, eğitim süresi, okul sayısı az olduğundan kısa, eğitim sonrası ulaşım sorun olduğu için tekin olmayan yolda yürüdüklerinden sürekli tedirginlik halinde öğrenciler. Yani kimsesiz olan sadece mezardakiler değil Hatay’daki eğitim sisteminin ta kendisi!